Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde ilk kez Kırım'da tattığı ve reçetesini yazdığı dönerin peşinden gittik... Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi incelendiğinde Kırım vilayetleri hakkında görüşlerini anlatırken aşağıdaki ifadeleri kullanıyor: "Kış geceleri bütün Kırım Vilayeti'nde oda sohbetleri edip nice çeşit helvalar, yemekler ve çeşit çeşit şıralar yenilip içilip kış günlerini has sohbetle geçirirler.
Hatta o has sohbet geceleri bir semiz kuzu kurban edip, dilim dilim edip, bir demir kebap şişine eti geçirip iki başları ince ortası kalın, eti düzgünce dizerler ki bir zerre yeri birinden taşra dizmezler. Sonra bir araba tekerleğini kırıp kebap altına yavaş yavaş yakarak ateş edip bir çeşit kebap pişirirler ki sanki ilik olur. Tatar arasında böyle pişmiş kebabı yemiş ve 100 okka boza içmiş Tatar çoktur. İşte bu derece hoş, yumuşak ve taze kebap pişirirler ki yeryüzünde öyle kebap pişmesi ihtimali yoktur. Araba tekerleğiyle pişirmek Tatar arasında şarttır". Biz bu hikâyeyi çok sevdik ve Qırım Han ismi de oradan geliyor.